İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Demirhan Dıraçoğlu; özellikle ileri yaşlarda yetersiz D vitamininin, kemik gücü kaybına ve kemiğin kolayca kırılabilmesine neden olan osteoporoza (kemik erimesine) eğilimi artırdığının altını çiziyor.
Osteoporoz bir diğer adıyla kemik erimesi ülkemizde oldukça sık görülen bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle menopoz sonrasında kadınlarda sıkça rastlanan bir hastalık olan osteoporozun sıklığı, erken yaşlarda alınan önlemler ile azalıyor. Osteoporozda, kemik mineral yoğunluğunun azalmasına bağlı olarak kemikte bir kırılganlık artışı olduğunu belirten İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Demirhan Dıraçoğlu, "Osteoporoz özellikle 45 yaşından sonra menopoz sonrası kadınlarda daha sık görülüyor.
Kemik dokusu sürekli yeniden yapılan ve yeniden yıkılan bir dokudur. Bu yapım-yıkım dengesi 30 yaşına kadar hep yapım lehinedir yani yapım daha fazladır. 30 yaşından sonra ise bu yapım-yıkım dengesi değişmeye başlar. İleri yaşlarda yıkım ön plana çıkar ve osteoporoz gelişir. Kemik erimesi tedavisinde en önemli faktörlerden biri hareket düzeyimizi artırmaktır. Bir yandan da özel egzersizlerle hareket düzeyimize katkıda bulunmamız gerekir. Bunun yanında beslenme de önemlidir. Özellikle D vitamini, kalsiyum, magnezyum, fosfor ve diğer minerallerden zengin bir diyete sahip olmamız gerekli." açıklamasında bulundu.
"Özellikle kadınlar osteoporoza karşı D vitamini değerlerine dikkat etmeli"
Yaş ilerledikçe gerek kadınların gerekse erkeklerin kemiklerinde doğal bir zayıflama olduğunu belirten Prof. Dr. Dıraçoğlu, "Kadınlarda menopozla birlikte kemiğin hormonal desteği de ortadan kalkar. Bu durum kemiğin mineral dengesini bozar. İleri yaşlarda yetersiz D vitamini, kemik gücü kaybına ve kemiğin kolayca kırılabilmesine neden olan osteoporoza (kemik erimesine) eğilimi artırır. Kemik erimesi tespit edilen kişilerde tedavinin en önemli parçalarından biri de yeterli miktarda D vitamininin tedaviye eklenmesidir.
D vitamini düzeyi kanda 20 ng/mL'den düşük ise D vitamini eksikliği; 20 ile 30 ng/mL arasında ise D vitamini yetersizliği; 30 ng/mL'den yüksek ise yeterli düzey D vitamini; (tercih edilen aralık 40-60 ng/mL) sağlık için kabul edilebilir. Avrupa Endokrin Derneği Klinik Uygulama Kılavuzu'na göre D vitamini alımında günlük idame dozlar; 1 yaşından küçük bebeklere günde 400 ünite, 1-18 yaş arası çocuklara günde 600 ünite, 18 yaş ve üzeri yetişkinlerde günlük 1000 ünitedir. Bu doz alımları D vitamini düzeyinin yeterli olmasını sağlayabilir. Eğer eksiklik varsa bu durumda günde 2000-3000 ünite , 3-6 hafta boyunca verilebilir. Ancak eksiklik durumunun tedavisi hastanın özelliğine göre de değişiklik gösterebilir.
Kan düzeyleri kontrol edilmelidir. Özellikle D vitamini eksikliği açısından yüksek riskli yaşlılar mutlaka idame tedavisi almalıdır. Katkı maddesi ve BHA içermeyen D vitamini destek seçenekleri bulunmaktadır. Son dönemlerde kolay kullanımıyla sprey formunda, saf zeytinyağı içinde sunulan D3 vitaminleri tercih edilmektedir." dedi.