Yaşam biçimini ayarlayıp ve dengeye ulaşmak için önemli birkaç noktayı belirtmekte fayda var...
Uyku hepimizin doğal şarjı, vücudumuzun denge noktasıdır. Aksak ritimli bir gündelik hayat yaşıyorsak ihtiyacımız olan uykuyu alamaz ve dengemizi bozarız. Düzensiz uyku, beslenme zamanları ve beslenme sürelerinde farklılıklar oluşturacağından, düzensiz beslenmeye başlarız. Bu yüzden uykuyla aramızı iyi tutmalı, günde 6-8 saat arası, mümkünse aynı saatlerde uyuyup uyanmaya çalışmalıyız.
Çocukluğumuzdan bu yana vücudumuzun sudan oluştuğu söylenir durur. Doğrudur da. Günde 2 - 2.5 litre yani 10-12 bardak su içmek gerekir.
Peki, bu kadar su içmek neye yarar?
- Az da olsa metabolizmamızı hızlandırır.
- Su yetersizliğinden kaynaklanan kabız ve ödem riskini azaltır.
- Midede doygunluk hissi yaratığından acıkma hissini bastırır, acıkmamızı geciktirir.
Erken kalkan erken yol alır. Bu yüzden uyandıktan sonra bir saat içersinde yapılan kahvaltı, gece boyunca açlıkla mücadele eden bünyede düşen şekeri yükseltecek ve tembelleşen metabolizmayı hızlandıracaktır.
Günün büyük bölümünü bir şeyler yiyerek geçirmeliyiz. Sanılanın aksine uzun süreler yememek kilo vermek için bir çözüm değildir. Her şeyi üçlemeyi denemeli. 3 öğün ve onların arasına serpiştireceğimiz 3 ara öğün oluşturmalıyız. Midemiz, 3 saatten fazla açlık ile mücadele etmemeli. Bu üçlemeler yağ depolamamızı yavaşlatacak ve bünyeyi hızlandıracaktır.
Bize özel hazırlanan diyet listeleri, kayıtsız şartsız uyacağımız kılavuzlar olmalı. Ne o listedekinden fazlasını yapmalı, ne de daha da zayıflayacağım diye kendimizi perişan edip listedekinden az yemeliyiz.