HCV virüsünün neden olduğu karaciğeri etkileyen bir enfeksiyon olan Hepatit C, dünyada her yıl 350 bin kişinin ölümüne neden oluyor. Dünya nüfusunun yüzde 3'ünün taşıdığı Hepatit C virüsünün Türkiye'de görülme sıklığı ise binde 5 ile 9 arasında değişiyor.
Hepatit C, virüsle enfekte olmuş kan ve kan ürünleri, steril olmayan aletlerle yapılan tıbbi ve cerrahi girişimler, dövme ve piercing uygulamaları, doğum sırasında anneden çocuğa ve nadiren de olsa virüsü taşıyan kişiyle girilen korunmasız cinsel ilişkiyle bulaşıyor.
Uzmanlara göre, Hepatit C virüsü bulaşma riskini azaltmanın pek çok yolu var. Bunlar; steril olmayan diş, piercing ve dövme uygulamalarından kaçınmak, özellikle dövme yaptırırken boyaların sterilize olmasına dikkat etmek, eldiven ve tek kullanımlık iğne kullanımına özen göstermek ve uyuşturucu madde kullanmamak.
Hepatit C için yeni kullanılmaya başlanan ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanan tedaviler hastalığı yüzde 95-100 oranında ortadan kaldırırken; hastalar aile ve hekim desteğiyle Hepatit C ile daha kolay mücadele edebiliyor. Hepatit C enfeksiyonunun yol açabileceği hasarlardan vücudunuzu koruyabilmek ve sağlıklı bir yaşam sürmek için hekiminiz ile iletişime geçmek büyük önem taşıyor.
"TÜRKİYE'DE TANISI KONMUŞ 85-95 BİN HEPATİT C HASTASI VAR"
Hepatit C hakkında konuşan Viral Hepatitle Savaşım Derneği Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak ''Türkiye'de yaklaşık 500 bin Hepatit C hastası bulunduğu tahmin ediliyor. Bunlardan ancak 85-90 binine tanı konulabilmiş durumda. Tanı koyulduğunda, hastaların yüzde 20'sinin siroza yakalanmış olduğunu tespit ediyoruz. Vakaların yüzde 3'ü tedavi olmazsa, karaciğer kanserine dönüşüyor. Bu sebeple hastaların tedavilerinin ivedilikle yapılması önem taşıyor" ifadelerini kullandı.
Hepatit C'nin sinsi ilerleyen bir hastalık olduğunu söyleyerek sözlerine devam eden Prof. Dr. Tabak, "Hepatit C enfeksiyonu kapan hastaların yaklaşık yüzde 80'i hiçbir belirti göstermez. Ancak başlıca belirtiler sarılık, iştahsızlık, halsizlik, bulantı ya da karın ağrısıdır. Şikayetler genelde akut ya da kronik dönemde görülür" dedi. Prof. Dr. Fehmi Tabak, bazı vakalarda belirtilerin ortaya çıktığı dönemde tedavi için geç kalınabildiğinin altını çizerek bulaşma riskini azaltmak noktasında dikkatli olmak gerektiğini belirtti.
1996 yılı öncesinde kan ve kan ürünleri ya da organ nakli almış olan kişiler, hepatit C enfeksiyonu bulunan kişilerin kanıyla temas edebilecek kişisel bakım eşyalarını (traş bıçağı, diş fırçası ya da tırnak makası) ortak kullananlar, steril olmayan dövme ya da piercing araçlarına maruz kalmış kişiler ve ayrıca kan ve kan ürünleri ile temas eden kişiler (hemodiyaliz gibi düzenli girişim gereken hastalar) hepatit C riski altındadır. Bu risk gruplarında yer alan kişilerin, hepatit C enfeksiyonuna sahip olup olmadıklarını öğrenmek için enfeksiyon uzmanı ya da gastroenteroloji uzmanı bir hekime başvurmaları gerekmektedir.