Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, Utah Üniversitesi'ndeki araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri verdi:
ARAŞTIRMA MORMONLAR TARİKATI ÜZERİNDE YAPILDI
"Araştırmanın kahramanları ABD'deki meşhur Mormonlar Tarikatı. Araştırmacılar, daha önce misyonerlik çalışmalarına katılmış 19 Mormon ile birlikte çalıştı.
Mormonlar hem İncil'e hem de kutsal kişi olarak gördükleri liderlerinin yazdığı Mormon Kitabı'na inanırlar Üç kadınla evlenmeyen erkeklerin cennete gidemeyeceğine inanılır, kapalı bir hayat yaşarlar ve tüm dünyaya yayılma azmiyle yoğun misyonerlik çalışmalarında bulunurlar. Türkiye'de de kiliseleri ve yüzlerce misyoneri olduğu biliniyor.
Bu kişilerin ruhani, dini deneyimlerini ve hislerini tetiklemek için çeşitli çalışmalar yapıldı. Örneğin kimilerine çeşitli dini materyaller verilip onlarla meşgul olmaları sağlanırken, kimileri dini liderlerinin videolarını, konuşmalarını izlediler. Bu esnada katılımcıların beyin aktiviteleri izlendi. Pek çok katılımcı yoğun hisler içindeydi ve deney sırasında yaşadıkları duygu yoğunluğu sebebiyle sık sık ağladılar.
HİPNOTİK SÜREÇ
Buradaki en temel mesele insanların inanç olarak benimsedikleri değerlerin doğruluğu ve yanlışlığından çok, kişilerin din olarak benimseyip inandığı dini unsurlara karşı hislerinin onları nasıl bir hale soktuğudur. Esasen belirli bir yoğunlukta oluşan zihinsel süreç hipnotik bir süreçtir. Dini olarak benimsedikleri unsurlara karşı duygusal bağın onların beyninde nasıl bir karşılığı olduğudur. İnsanlar farklı dinlerde de bir dini lider, şeyh hoca, papaz ya da guru karşısında duygusal bir bağ oluşturduğunda benzer bir hal yaşar. Duyguları yükselir, manevi bir tatmin duygusu ile ifade edilen yoğunluklar yaşar. Ağlayabilir vecd hali yaşayabilir. Esasen insanların akli süreçleri devreye sokmadan sadece adına "maneviyat" dedikleri yükselen duyguların, yükselen hislenişlerle kendinden geçişlerin, kutsal bir kişinin elini ayağını öpmeye karşı o yüksek arzuların olduğu bir süreç yaşarlar. Bütün bu duygular belirli bir yoğunlukta yaşanınca beyinde, başka duygularla aynı bölgeyi aktif hale getirdiğini gösteriyor. Bu bir tür hipnoz durumudur.
Deney sonuçları gösterdi ki yaşanan yüksek yoğunluktaki hislerden ibaret ruhani deneyimler sırasında beynin ödül merkezi olarak adlandırılan nucleus accumbens bölgesi bir kişi aşık olduğunda, uyuşturucu etkiye sahip maddeler altındayken ve hatta seks yaparken beynin aktif hale gelen bölgesi dinsel ve ruhani bir deneyim sırasında da aktif hale geliyor.
Beynin sadece ödül merkezi değil, aynı zamanda değer biçme, yargılama ve ahlaki algı ile ilişkili olan orta prefrontal korteksi de aktif hale geliyor. Ruhani deneyimler beynin dikkat toplama ile ilgili bölümünde de bir etkileşim yaratıyor.
İNSAN ÖLDÜRME, TERÖR EYLEMLERİ SIRASINDA DA...
Bu ilginç çalışma bize şunu gösteriyor olabilir: Nasıl ki yüksek bir haz duygusu mantık süreçlerini devre dışı bırakabiliyorsa, bir inanç bütünü ile kurulan duygusal ilişkide, yüksek bir yoğunluğa ulaştığında kişiler, ağlayabilir, ayinlerde kendini kırbaçlayabilir, kendini feda edebilir ve kuralları hiçe sayabilir."
Araştırmacılar, bir sonraki adımda din adına insan öldürme, terör eylemi sırasında beynin aynı bölgesinin etkilenip etkilenmediğini araştırmayı planlıyor.