Çocukların cinsel kimliklerinin oluşum sürecini doğdukları andan itibaren başladığını belirten Uzman Dr. Reyhan Erol, ailelerin kız ya da erkek çocuğu istemelerinden dolayı verdikleri isimler ile doğar doğmaz karakter yükleyebildiklerinin altını çiziyor.
"Ailenin tutumu cinsel kimliğin gelişmesini etkiliyor"
Cinsel kimliğin doğru ve sağlıklı bir şekilde gelişmesi için ailelerin çocuklarını bulundukları cinsiyete uygun şekilde sevmesi ve hitap etmesi gerekir. Örneğin, erkek çocuklarına topuklu ayakkabı giyemeyecekleri, ruj süremeyecekleri, makyaj yapamayacakları düzgün bir dille anlatılmalıdır. Gerçekten erkek figürü olabilecek karakteri taşıması gerekmektedir. Aynı şey kız çocukları için de geçerlidir. Kız çocuklarına da erkek gibi davranılırsa bir süre sonra erkek olduğu hissiyatına kapılabilir. Bu da cinsel kimliğin oluşmasında farklı sonuçlara yol açabilir. Cinsel kimliğin oluşması sürecinde kız çocuğu olduğunu hissederse cinsel kimliği ile ilgili ciddi bunalımlara girebilir.
" Tuvalet eğitimi çocuklarda cinsel kimliğin oluşumunda büyük bir etken"
Doğduğu andan itibaren kendini geliştiren cinsel kimlik, tuvalet eğitimi sırasında şekillenmeye başlıyor. Çocuklar iki farklı cinsiyeti de bu süre zarfında sordukları sorular ile daha net tanımaya çalışıyor. Bu dönemde uzuvların farklılıkları algılandığı için onları keşfetmek kimi zaman hoşlarına da gidebiliyor. Bu süreçte ailelerin çocukların kendilerini keşfettikleri dönem ile ilgili söylemlerini yanlış anlamamaları ve aşırı tepki vermemeleri gerekmektedir. Cinsel kimliğin ilk şekillendiği dönem olduğu için çocuklar kendilerini rahatça ifade etmeleri sağlanmalıdır. Çocukların kendilerini rahatça ifade etmesi sağlanmaz ise bu dönemde geçirdikleri kaygıları ileriki yaşlarda daha farklı sonuçlar ile ailelerin karşısına çıkacaktır.
" Sorulara cevap vermekten çekinmeyin!"
Kız çocukları kız, erkek çocukları erkek olduklarını farkına varsınlar diye sordukları sorulara net, anlaşılır bir dille yanıt vermek gerekmektedir. Örneğin o neden kız? O neden erkek? Ben neden kız ya da erkek değilim? Soruları ile karşı kaşıya kalınabilir. 6-7 yaşlarında biraz daha cinsel kimliğini oturtmuş bireyler olmalarını sağlamak açısından sordukları sorulara önyargısız yanıtlar vermek önemlidir. "Ayıp" "Yasak" gibi kelimeler ile onları ileride sorabilecekleri sorulara karşı küstürmemek gerekmektedir.
"Çocuk soruları kime yöneltirse o ebeveyn cevap vermelidir"
Aileler çocukları ile cinsel kimlikleri üzerinde konuşmaktan çekinebiliyorlar. Örneğin bir kız çocuğu babasına "Ben nasıl oldum?" sorusunu yönelttiğinde babalar sorunun cevabını vermek için anneye yöneltebiliyor. Bu çocukların bire bir ilişkilerine zarar vermektedir. Soruyu kime yönelttilerse o cevabı ondan almak isteyeceklerdir. Bunun sebebi ise aynı soruyu anneye de sorduklarında alacakları tepkileri kıyaslamak olabilir ya da keşfetme sürecinde tüm bilgileri toparlamak isteyebilir.
"Cinsel kimliği keşfederken ki hareketlerini yargılamadan, tepki vermeden yaklaşın"
Ailelerle sıklıkla karşılaştığımız sorun kendilerini keşfetme süresinde gösterilen hareketlere ne tepki vermeleri gerektiği yönünde oluyor. Hücrelerini keşfeden ve onunla ilgili sorular soran çocuklar genellikle yer mekân olgusu oluşmadan kontrol edilemez davranışlar gösterebilmektedir. Böyle olaylarla karşılaşıldığında ailelerin sakin olması bir süreliğine çocukları kendi hallerine bırakmaları ya da ilgilerini başka şeylere çekerek dikkat dağıtmaları gerekmektedir. Yüksek sesle ve azarlayarak gösterilen tepkiler çocuğun psikolojik hatta fizyolojik gelişiminde risk oluşturmaktadır. Bizler de bu tepkileri kontrol edemeyen tüm ailelere ilkel bir yaklaşım olacağını vurgulamaya çalışıyoruz.
Kreş çağı çocuklarında sıkça rastlanan cinsel kimliği keşfetme süreci diğer çocukların da ilgisini o yöne çekeceği yönünde algılandığını belirten Erol eğitimcileri de uyarıyor; " Öğretmenler de en az anne babalar kadar kimlik gelişiminde etkin rol oynamaktadır. Bu tip durumlar gözlemlendiğinde aile ile bir araya gelinip ortak bir yol haritası çizilmeli gerekli durumlarda uzmanlardan yardım alınmalıdır. Öğretmenlerin bu tip eğilimleri iyi gözlemleyebiliyor olması ve aileleri bilgilendirmesi gerekmektedir. Aile ile öğretmenin ortak bir dil oluşturması cinsel kimliğini keşfetmesi ve kendini tanımasına yardımcı olacaktır".