Obezite ve Metabolik Cerrah Prof. Dr. Halil Coşkun, araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri verdi:
"Önceki çalışmalara bakarak, araştırmacılar katılımcılardan iki farklı şart altında gerekli suyu yutabilmek için sarf ettikleri eforu oranlamalarını istedi; susadıklarında ve susuzluklarını giderdikten sonra içebilecekleri maksimum su miktarını almaya ikna edildiler. Aynı zamanda beyinin çeşitli kısımlarındaki aktivite görüntülendi.
BEYNİMİZİ ZORLUYOR
Sonuçlar, aşırı su içildikten sonra eforun üç kat arttığını gösterdi. Katılımcılar yüksek bir eforla yutkunmaya çalıştıklarında beyinin sağ ön frontal alanları çok daha fazla aktifti. Araştırmacıların talimatlarına göre frontal beyin zarının aşırı hareketine sebep olmak ise yutkunma güçlüğünü ortaya çıkarabiliyordu.
Maratonlarda yarışan pek çok atlete vücutlarını su ile doldurmaları gerektiği söylendi. Körü körüne bu önerileri dinleyerek ihtiyaçlarından çok fazlasını içen bazı sporcular hayatlarını kaybetti. Çünkü aşırı su tüketimi, vücudu tehlikeye atarak su zehirlenmesine veya kanda sodyum azlığı olan hiponatremiaya sebep oluyor. Gerekli sodyum oranının kanda azalması anormal bir şekilde düşük potansiyelin sebep olduğu semptomları arttırarak uyuşukluk, mide bulantısı, gülme krizi hatta komaya dönüştürebiliyor.
SUSADIKÇA İÇMELİYİZ
Fazla sıvı tüketimi beyin tarafından 'yutkunma engeli'nin aktive edilmesine sebep olarak, vücuda ölçülü oranlarda gerekli suyun alınmasını sağlıyor.
Bu çalışmaya göre, eğer yalnızca vücudumuzun taleplerini yerine getirirsek, büyük ihtimalle doğru yapmış olacağız. Yani susuzluğumuza oranla su içmek daha isabetli."
Prof. Dr. Halil Coşkun, yine de yaşlı insanların sıklıkla yeteri kadar içmediğini ve sıvı alımlarına dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.