Memorial Şişli Hastanesi Dahiliye Bölümü'nden Uz. Dr. Mahmut Demirci, suyun yararları hakkında bilgi verdi.
Her derde deva
Canlıların yaşayabilmesi için hayati öneme sahip olan su, bütün biyolojik yaşamı ve faaliyetleri ayakta tutmaktadır. Yeryüzündeki suyun sadece %3'ü tatlı su kaynaklarıdır. Bu tatlı su kaynaklarının da büyük bir çoğunluğu buzullarda bulunmaktadır. Biyolojik bir çözücü olan su vitamin ve minerallerin vücutta taşınmasını ve çözülmesini sağlamaktadır. Yeterli ve sağlıklı su tüketilmemesi başta böbrekler olmak üzere, kalp, karaciğer gibi organlarda hayati olumsuzluklara yol açarken, vücut ısısında dengesizlikler, ciltte kuruluk, hazımsızlık, baş ağrısı ve unutkanlığa neden olabilmektedir.
Başka içecekleri suya tercih etmeyin
Hayati fonksiyonların sağlıklı bir şekilde yerine getirilebilmesi için yeterli miktarda suyun tüketilmesi gerekmektedir. Günde 8-9 bardak veya 2-2,5 litre su tüketmek vücudun su ihtiyacını karşılamaktadır. Suyun tadını sevmeyenler ya da mide bulantısı yaşayanlar; dilimlenmiş meyve dilimleri veya havuz, kereviz gibi sebzelerde suyu tatlandırabilirler. Çay, kahve gibi içecekler vücuttan su atımını artırdığı için suyun yerine konmamalıdır.
Böbreklerinizi su ile besleyin
Besinsiz günlerce yaşanabilirken susuz ancak birkaç gün yaşanabilmektedir. Yeterli su tüketmemenin en önemli etkisi su ile beslenen böbreklerde görülmektedir. Vücutta oluşan üre, Kreatin, ürik asit gibi zararlı maddeler su ile seyreltilip böbreklerden atılmaktadır. Yeterli su miktarının olmaması idrar akımını yavaşlattığı için idrar yolu iltihapları ve böbrek taşları ilerleyen durumlarda ise böbrek yetmezlikleri oluşabilmektedir. Afrika gibi temiz su kaynaklarına ulaşmanın zor olduğu ülkelerde en sık görülen rahatsızlıkların başında böbrek hastalıkları gelmektedir.
Kalp hastalıklarından su ile korunun
Kalp hastalıklarının özellikle de kalp krizlerinin su ile yakından ilişkisi bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar; günlük su tüketimine dikkat edenlerle etmeyenler arasında kalp krizi bakımından belirgin bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Susuz kalan vücutta kanın koyulaştığı ve pıhtılaşma eğilimini artığı bilinmektedir. Buna bağlı olarak tansiyon dengesizlikleri, çarpıntı, ritim bozukluğu ve kalp yetersizlikleri görülebilmektedir. Kalbin fonksiyonlarını yeterince yerine getirememesi karaciğer ve akciğerde de olumsuz sonuçlar yaratabilmektedir.
Bulaşıcı hastalıklara karşı suyu hayatınızdan çıkarmayın
Günlük hijyen bakımından da su önemli bir yer tutmaktadır. Vücut ve besinlerin hijyeni ile birlikte beslenme için tüketilen su miktarı bir araya getirildiğinde insanın günde yaklaşık 20 litre temiz suya ihtiyacı bulunmaktadır. Sadece elleri su ve sabunla temizlemek bile birçok bulaşıcı hastalığa karşı kalkan oluşturmaktadır. Temiz su kaynaklarına ulaşılamayan ülkelerde tifo, ishal gibi hastalıklar ölümcül sonuçlar doğurmaktadır. Grip gibi bulaşıcı hastalıklara karşı, vücut direnci oluşturmak için de su tüketimi önemlidir.
Parıldayan bir cilt için su için
Vücudun en büyük organı derinin suya ihtiyacı da büyüklüğüyle orantılıdır. Dolaşım sisteminin deriye yeterli su getiremediği yani yeterli su tüketilmediği durumlarda hücre içi suyu azalarak derinin onarım hızı düşmektedir. Sağlıklı, yumuşak, nemli ve yaşlanmanın etkilerinin görülmediği bir cilt için günlük su tüketimine dikkat edilmelidir.
Su metabolizma hızını artırıyor
Su içerek idrarla yağ atma düşüncesi gerçeği yansıtmamaktadır. Ancak düzenli su tüketilmesi metabolizmayı hızlandırmaktadır. "0" kalori olan suyu düzenli tüketmek az yemek yemeyi beraberinde getirebilmektedir. Sabah kalkınca ve akşam yatmadan su içmek tokluk hissi yaratmakta ve dolaylı olarak kilo verilmesine yardımcı olabilmektedir. Ayrıca tükürük ve mide salgılında bulunan su besinlerin sindirilmesinde görev almaktadır.
Bunların yanı sıra yeterli su tüketilmemesi;
Unutkanlık ve konsantrasyon bozukluğu
Baş ağrısı
Kabızlık
Saç dökülmesi ve kepeklenme
Emziren kadınlarda süt azlığı
Kas krampları gibi sorunlara neden olabilmektedir.